Raporda, 7 yıl Uçar’ın Başsavcı olarak görev yaptığı İstanbul Anadolu Adliyesi’nde Adalet Komisyonu Başkanlığı yapan ve 1 Eylül’de İstanbul Adalet Komisyonu Başkanlığı’na atanan Bekir Altun hakkında da birçok iddiada bulunuluyor.
Başsavcı Uçar, HSK’ye gönderdiği yazıda, “Maalesef üzülerek müşahede ettik ki; vatan uğruna gelecek nesillere daha temiz bir toplum oluşturmak için mücadele ederken bu süreçte görev alan kimi yargı mensupları devletten alacağı varmış gibi her türlü kirli işi yapmayı kendinde hak görmeye başladı” ifadelerini kullanıyor. Uçar, “Gerekirse yargı içinde oluşmaya başlayan çete ve çetecikleri yok etmek için kemoterapi uygulayıp kanserli hücreyi toptan yok etmemiz gerekmektedir” vurgusu yapıyor.
Soykan’ın yazısına göre, adı geçen hakimlerin tespit edilip mal varlıklarının araştırılması talep eden Uçar, bu gelişmelerle ilgili yapılan haberlere getirilen erişim engelleri için de çok konuşulacak bir iddiada bulundu. Buna göre, para karşılığında tahliye kararları ve çıkan haberlerle ilgili erişim engelleme kararları veriliyor.
SAVCI UÇAR VE ALTUN ARASINDA İÇ HESAPLAŞMA MI?
Mektubu yazan Başsavcı İsmail Uçar, 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını İrfan Fidan, Fuzuli Aydoğdu ile kapatan savcılardan biriydi. Uçar, ardından önce İstanbul Başsavcı Vekilliğine, 2017 yılında ise İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına atanarak adeta ödüllendirilmişti.17-25 operasyonlarında dinleme kararı veren isim olan Bekir Altun ise TOKİ, Fatih Belediyesi ve Halk Bankası’na yönelik operasyon dalgasında nöbete çağırılarak haklarında tutuklama talep edilen kişilerin salıverilmesine hükmetmişti. Selam-Tevhid dosyasında 150’ye yakın dinleme kararına imza atan Altun, 17 Aralık sonrası rüzgarın dönmesiyle kendi vermiş olduğu talimatı uygulayan polisleri tutukladı. Altun, İstanbul Anadolu Adliyesi Adli Yargı Komisyon Başkanlığına atanarak terfi ettirildi.