Kamuoyunun “Efsane Kardeşler” olarak tanıdığı, Anadolu ve Yurt Atayün kardeşler vatan sevdalısı olmalarının bedelini 2015’ten bu yana hem hayatları hem de sevdikleriyle ödüyor.
Pazarcı bir baba ile ev hanımı bir annenin alın teri ve helal lokmayla yetiştirip, gencecik yaşta devlete emanet ettikleri Atayün kardeşler, yıllarca hem terörle hem de hukuksuzlukla mücadeleye ömürlerini adadı. Emniyet camiasının öne çıkan isimlerinden olan kardeşlerden Anadolu Atayün ve yakınları, 17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sonrası her türlü zulme maruz bırakıldı.
Mayıs 2015’ten bu yana Ankara Sincan Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutsak olan Konya Eski Emniyet Müdürü ve Polis Başmüfettişi Anadolu Atayün, 10 Nisan 1967’de İzmir’de doğdu.
İlk ve ortaokulu İzmir’de bitiren Atayün, Polis Koleji sınavlarını kazanarak 1989’da Polis Akademisi’nden mezun oldu. Ankara, Diyarbakır, Kırıkkale, Konya ve Mersin’de çeşitli rütbelerde görevlerde bulundu.
Türkiye, ilk olarak 2008’de Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik yürüttüğü operasyonla Anadolu Atayün ismini duydu. Okyanus Şirketler Grubu’nun patronu Nusret Argun, Selçuk Üniversitesi Rektörü Süleyman Okudan ile bazı dekanlar, çok sayıda hastane başhekimi, doktor, müfettiş ve AKP’nin Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burhanettin Çoban’ın da bulunduğu 234 kişi hakkında yürütülen bu operasyon o dönem Türkiye’nin en büyük yolsuzluk operasyonlarındandı. Konya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürü olarak operasyonu yürüten Anadolu Atayün, daha sonra bu operasyonu nedeniyle 43 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sincan kapalı cezaevinde tutuklu olan Atayün, evli ve 4 çocuk babasıdır.
Anadolu Atayün, Mersin’de Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ve TEM’den sorumlu Emniyet Müdürlüğü görevlerinde bulunduktan sonra 1. Sınıf Emniyet Müdürlüğü’ne terfi etmişti. Atayün, eski Polis Şefi olan kardeşi Yurt Atayün’ün tutukluluğuyla ilgili attığı tweet gerekçe gösterilerek 30 Temmuz 2014’te açığa alındı. Anadolu Atayün, 10 Aralık 2014’te meslekten ihraç edildi.
Anadolu Atayün, terör örgütünce kandırılarak dağa çıkarılmaya çalışılan kızları eğitime kazandırmak amacıyla görev süresince büyük mücadeleler verdi. Hem yurt içinde hem de yurt dışında başarılarıyla adından söz ettiren Atayün, dönemin ABD Başkan Yardımcısının korumalarına eğitim vermek üzere ABD’ye davet edildi.
Son olarak, Türkiye’de gerçekleştirilen en kapsamlı rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla kamuoyunun önüne çıkan Atayün, adeta dürüstlüğü ve fedakarlığının bedelini tüm sevdiklerinden uzakta zindanda geçen günleriyle ödemeye mahkum edildi.
– SOSYAL MEDYADA FOTOĞRAFIMI YAYINLAYIP “HELALİNİZ” DEDİLER
Birsen Atayün, 17/25 Aralık soruşturmaları sonrası kocası Anadolu Atayün ve kendilerine yaşatılan zulümleri verdiği bir röportajda şöyle anlattı:
“Beni twitter üzerinden tehdit ettiler. İsmimi koydular, resmimi koydular, benimle birlikte bir polis eşi arkadaşımın, Yurt Bey’in kızıyla, ismimizi resmimizi koyup, ‘bulduğunuz yerde gebertin Fetöcü’nün karısı, bu sizin helaliniz.’ Böyle yazdılar. ‘Bu sizin helaliniz’ dediler. Ölümden filan korkmadım, öldürsünler istedikleri gibi, her şekilde öleceğiz. Namusuma laf atılması… Kaç sene geçti üzerinden hala beni geriyor. Beni en çok rahatsız eden, korkutan oydu. Ne yapalım, oradan danışacağım insan da yok. Herkesi tutukladılar. Avukatlarımızın hepsini tutukladılar. Avukatlarımıza danışamıyorum, (onlar) Anadolu Bey’in avukatı oldukları için tutuklandılar bu arada.
Bir arkadaş, daha sonra onu da tutukladılar, ona dedim danışabileceğim kimse yok, ne yapayım ben, böyle böyle yapıyorlar. ‘Yenge hanım ben senin yerinde olsam burada bir dakika durmam. Burada senin yerini herkes biliyor. PKK da biliyor, emniyet de biliyor, herkes biliyor. Polislerin sokaktaki kişilere üç beş para verip sana yapmayacakları şey yoktur. Yaparlar, böyle insanlar. Bir yer bul git’ dedi. Nereye gideyim ki dedim, kimsem yok, nereye gideceğim? Gidebileceğim insanlar zaten hepsi tutuklandı, emniyetten arkadaşlar yani. Sonra kızım geldi ziyarete, anlattım durumu. Dediler olmaz burada kalma, hadi toplanıp gidelim.”
Eşinin Gülen cemaati mensubu olduğu iddiasıyla “terör örgütü üyeliği” dahil yargılandığı çeşitli davalardan 40 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığını hatırlatan Birsen Atayün, “300’ü aşkın dosyası vardı. ‘Eşim komutan mı, üye mi, imam mı?’ Karar vermeleri seneler sürdü” ifadeleriyle ailece yaşadıkları hukuksuzluklara işaret etti.
Anadolu Atayün’ün ülkesine ve mesleğine duyduğu aşkı “Ben bu dünyaya polis olmak için geldim.” sözleriyle dile getirdiğini kaydeden Birsen Atayün, Eşinin, 17/25 Aralık öncesinde de PKK Terör Örgütü’nün infaz listesinde yer aldığını söyledi.
“Anadolu Bey teslim olmaya gidiyordu oysa, yolda çevirip aldılar” diyen Birsen Ayatün, şunları kaydetti:
“Anadolu Bey üç gün gözaltında kaldı, sonra mahkeme oldu, savunma yapmayı reddetti. Çünkü ‘hukuksuz bir mahkeme, savunma yapıp mahkemenizi meşrulaştırmayacağım.’ dedi. Gece yarılarına kadar sürdü mahkeme, 25 kişiyi tutuklayacaklardı, siviller de var, memurlar da var, sadece onları tutuklamasınlar diye iki saatlik bir konuşma yaptı. O arada hakim kalp krizleri gibi fenalıklar geçirmiş, su içirmişler bilmem ne filan. Devam ediyor, sonuç söyleyecek, ‘beş kişinin tutukluluğuna’ diyor. Sonra Anadolu Bey’e diyor ki ‘müdür bey kusuruma bakma, en az beş kişiyi tutuklamak zorundayım.’ Özür diliyor Anadolu Bey’den o hakim. Şu an hakim hala görevde ve üst yerlerde.”