DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 17-25 Aralık yolsuzluklarını kabul etti, ancak operasyonların da ‘adeta bir darbe teşebbüsü’ olduğunu ileri sürdü. Ancak belgeler dönemin Başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın Reza Zarrab’ın kurduğu uluslararası bir rüşvet çarkından haberinin olduğunu gösteriyor.
Operasyondan 8 ay önce Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), soruşturmada adı geçen Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Muammer Güler ile İran asıllı Rıza Sarraf arasındaki usulsüzlükleri maddeler halinde Başbakanlığa rapor etti. Söz konusu raporun bir örneği de ekonomiden sorumlu olan Babacan’a teslim edildi.
18 Nisan 2013 tarihli ve ‘45650928’ sayılı üç sayfalık rapor, MİT Müsteşarlığı özel kuryesi aracılığıyla Başbakanlığa sunuldu. Aynı rapor, daha sonra da MİT Müsteşarı aracılığıyla dönemin Başbakanı Erdoğan’a sözlü olarak aktarıldı. Söz konusu rapor, dar kapsamda tutuldu. Başbakanlık Müsteşarı olan, 17 Aralık soruşturması sonrasında da İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Efkan Ala’nın raporun yayılmasını istemedi. Ala, Başbakan Yardımcısı olan Ali Babacan dışındaki bakanları hiç bilgilendirmedi. Babacan, Halk Bankası hesabında bulunan İran’ın petrol ve doğal gaz paralarının kullanımından haberdardı. Erdoğan da Babacan’a güvendiği için bilgilendirmede mahsur görmedi.
Gelelim Nisan tarihli MİT raporuna. İstihbarat teşkilatı, söz konusu soruşturmada adı geçen Çağlayan, Güler ve Bağış’ın Zarrab/Sarraf ile yasa dışı bir ilişki içinde olduğunun altını çiziyor. Bakanların Sarraf ilişkilerinin deşifre olması halinde de hükümetin zarar göreceği konusunda uyarılarda bulunuyor. MİT Sarraf’ın para karşılığı kendisi ve yakınları için TC vatandaşlığı aldığı, kara para akladığı, sahte evrak düzenlediği ve İran’dan Dubai’ye aktarılan paraları bankalar üzerinden Türkiye ve Çin’e aktardığını biliyor. Ayrıca Halk Bankası ve Ziraat Bankası yetkilileriyle de Ocak 2013’te özel toplantılar yaptığı da aktarılıyor. Burada özel bir not düşmek gerekiyor. Söz konusu iki banka da o dönemde Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a bağlı. Babacan’ın bilgisi dışında Halk Bankası ve Ziraat Bankası genel müdürlerinin Sarraf ile toplantı yapması mümkün görünmüyor.
Raporun değerlendirme kısmında ise özel uyarılarda bulunuyor MİT yetkilileri. İran’a yönelik ekonomik ambargoya rağmen İranlı şahısların para transferlerinin devam etmesi halinde, Rıza Sarraf’ın ABD tarafından yasaklı kişiler listesine eklenebileceği aktarılıyor.
Yine daha önce kamuoyuna yansıyan bilgilere göre; Rıza Sarraf, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan’a Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek ve Başbakan yardımcısı Ali Babacan ile görüşmek istediğini söylüyor. Bakanlar da bu konuda kendisine yardımcı olabileceklerini açıkça ifade ediyor. Sarraf o dönemde farklı ortamlarda Ali Babacan ile bir araya gelmiş olabilir mi? İran’ın milyarlarca dolarını Türk bankalarında kontrol eden ve karşılığında milyonlarca dolar rüşvet dağıtan Sarraf’ın faaliyetlerinden Babacan’ın bilgisinin olmaması mümkün mü?
Belki de Babacan, buzdağının altında kalmaktan korktuğu için, 17 Aralık’ı ‘darbe’ olarak görüyor.
MİT’in Reza Zarrab raporu 17 Aralık’tan önce Babacan’a da sunuldu