17/25 Aralık yolsuzluk operasyonuna imza atan simge isimlerden eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse, 2014 tarihinden bu yana belki de ülkede en sistematik işkenceye uğrayanlardan biri.
Annesi Menşure Köse’nin 22 Temmuz 2014’te “Üzülme oğlum! Sen utanılacak hiçbir şey yapmadın. Hırsızlar utansın! Ülkeyi satmadılar, hırsızları kovaladılar. Bak hala kirada oturuyorlar!” diyerek bilinmeze uğurladığı Polis Müdürü Köse, şerefli bir vatan sevdalısı olmasının bedelini ailecek ödüyor.
Eşi, oğlu ve kız kardeşi de kendisi gibi tutuklanarak cezaevine gönderilen Köse, 8 yıldır zalim yöneticilerin ve onun hizmetkarı liyakatsiz cezaevi çalışanlarının zulmüne uğruyor.
Emniyet Müdürü Ömer Köse tutuklu kaldığı süre içinde sayısız kötü muameleye maruz kaldı. İlk olarak idari kararla Silivri Cezaevi’nden usule aykırı bir şekilde Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne transfer edilen Köse’nin Silivri’de süren davaları etkin takip etmesi engellenmiş oldu. Hatta Silivri’den transfer edilen savunma evrakları aylarca verilmedi.
-HÜCREYE KONULDU
Ömer Köse, Tekirdağ F Tipi’ne transfer edildikten sonra hakkında henüz hüküm verilmemiş olmasına rağmen 2018 Ocak ayından bu yana tek kişilik hücrede tecrit ediliyor. O tarihten beri memurlar ve avukatı dışında hiç kimseyle görüştürülmedi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, avukatların görüş sınırlamasını kaldırmasına rağmen cezaevi idaresi keyfi olarak Ömer Köse’ye kısıtlama yaptı. Avukatıyla sadece hafta içinde ve mesai saati içinde görüşmesine izin verildi.
Aylarca kitapları ve Kur’an-ı Kerim’i verilmeyen Köse’nin kantinden alış veriş yapmasının da önüne geçildi. Hesabında para olmasına rağmen “sisteme düşmedi” denilerek aylarca kantinden su dahi almasına müsaade edilmedi.
-TEDAVİYE ULAŞMASI ENGELLENDİ
Ömer Köse bir çeşit kan hastalığı yaşıyor ve bu yüzden demir eksikliği var. Buna bağlı olarak soğuktan daha fazla etkileniyor. Konu defalarca avukatları tarafından dilekçe konusu yapılsa da soruna çözüm bulunmadı. Odası ekstra soğuk tutulurken ilave battaniye almasına da izin verilmedi. Üstelik kendi parasıyla kantinden aldığı battaniyeye bile el kondu. Ömer Köse’ye en büyük işkence ise su konusunda yapılıyor.
-SUSUZ BIRAKIYORLAR
Sıcak su, aylarca sadece haftanın belli günlerinde ve gün içerisinde kısıtlı verildi. Sular sık sık kesildiği için pet şişelere su doldurmak zorunda kalan Ömer Köse’nin bu çözümüne de idare tarafından engel çıkartılıp su toplamak için kullandığı pet şişelere el kondu. Su sıkıntısı 3 yıla yakındır devam eden Köse’nin son problemi ise ‘”bozuk sayaç.”
2020 Aralık ayında cezaevinde su sistemi değiştirildi ve sayaç sistemine geçildi. Cezaevi yönetimi sanıklara günlük 150 litre soğuk, 50 litre sıcak su hakkı tanıdı. Ancak Köse’nin odasındaki sayaç ‘arızalandığı’ gerekçesi ile kapatıldı ve Köse yine susuz bırakıldı. Bu konudaki dilekçeleri cevapsız kaldı. Köse çözüm olarak yağmur sularını pet şişelere doldurarak su sorunun çözmeye çalışsa da cezaevi yönetimi duyarsız kalmaya devam etti. Cezaevi yönetimi koğuş değişikliği talebini de işleme koymadı.
-ÖZEL MUAMELE SÜRÜYOR
Köse’ye yönelik kötü muamele çok boyutlu olarak sürüyor. Mesela kurumdan eşya çıkartma hakkı olduğu halde buna izin verilmiyor. Bu yüzden ailesi yeni kıyafet götüremiyor. Çıkardığı kıyafetleri de ailesine verilmek yerine çöpe atılıyor.
Köse’nin avukatıyla görüşmesi sırasında tek başına kaldığı koğuşu her defasında arama bahanesiyle alt üst ediliyor. Bu aramalardan birisinde ise Köse, 6 gardiyan tarafından darp edildi. Yapılan tüm hukuki girişimlere rağmen gardiyanların ifadeleri bile alınmadı.
Köse’ye yönelik sistematik işkence geçtiğimiz günlerde zirveye çıktı. Köse’nin kız kardeşi ve oğlundan sonra son olarak da eşi tutuklandı. Böylece iki küçük kızı ortada kaldı. Aile, çocukların görüşe gidip gelebilmesi, mahkeme ve dosyaların İstanbul’da olması nedeniyle nakil istedi ancak cezaevi yönetimi bunu da reddetti.
Ömer Köse, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tek başına tutulduğu hücrede gardiyanlar tarafından saldırıya uğradı.
Telefon araması sonrası bir gardiyan tarafından “Seninle görüşeceğiz” denilerek tehdit edilen Köse bu durumu dilekçeyle cezaevi yönetimine “Personeliniz tarafından tehdit ediliyorum” şeklinde iletti.
Köse yaşadıklarını avukatına şöyle anlattı: “Tek kişi tutulduğum için sayıma normalde bir gardiyan gelip birkaç saniyede bitiriyordu. Ama Çarşamba günü koğuşa 5-6 gardiyan girdi. Gardiyanlardan biri aniden karın boşluğum ve sırtıma vurmaya başladı. Ben de kendimi savunmak için tepki gösterince diğer gardiyanlar tarafından kollarım tutuldu ve bana ilk vuran gardiyan tarafından vücudumdan yumruklandım.”
Aynı gardiyanın daha önce de Ömer Köse’yle tartıştığı ve cezaevindeki haklarını sürekli engellemeye dönük çaba sarf ettiği belirtiliyor.
-CEZAEVİ PSİKOLOĞU GÖRMEZDEN GELDİ
Köse, darp edildikten sonra panik butonuna bastı, ancak cezaevi psikoloğuyla kendisini darbeden gardiyan da hücreye geri geldi. Köse, tehdit ve darp olaylarını tüm detaylarıyla psikoloğa anlatıp, cezaevi yönetimine dilekçe verdi ancak hiçbir işlem yapılmadı.
Ömer Köse’ye uygulanan tecridin oldukça ağır boyutta olduğu ifade ediliyor. Görüş günleri tüm tutuklular aileleriyle beraberce aynı salonda görüşürken Köse’ye özel bir odada tek başına açık ve kapalı görüşleri yaptırılıyor. Böylece hücresine gelen gardiyanlardan başka hiç kimseyi görmemesi sağlanıyor. Sohbet ve spor hakkı da Tekirdağ 2 Nolu F Tipi’nde Ömer Köse’ye özel olarak kullandırtılmıyor.
Köse’nin karşılaştığı en önemli sorun ise verdiği dilekçelerin işleme konulmaması. Köse’nin cezaevi yönetiminin uygulamaları hakkında savcılığa yaptığı suç duyuruları gardiyanlar tarafından alınmıyor.
– EŞİ VE OĞLU DA TUTUKLANDI
Ömer Köse’den yaklaşık 3 yıl sonra, hukuk fakültesinde okuyan oğlu Serdar Köse ve kız kardeşi Selda Özdemir de hukuksuz şekilde ve uydurma gerekçelerle mahkum edildi.
Eski Emniyet Müdürü Ömer Köse’ye yaşatılan işkence bununla da son bulmadı. Yıllarca yürüttüğü vatan savunması görevinde yanında olan fedakar eşi Semra Köse de İstanbul’daki Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması soruşturması kapsamında tutuklandı.
Semra Köse hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkartılan Semra Köse, üzerine atılı suçlamaları reddetti. Örgüt ile bağlantısı bulunmadığını belirten Köse, iddianamedeki ifadesinde ByLock programını kendisinin kullanmadığını, eşi Ömer Köse’nin 8 yıldır tutuklu olduğunu, hakkındaki ByLock tespitlerinin kocasının dosyasında da olduğunu, eşinin ceza aldığını ve bunun kesinleştiğini söyledi. Köse, terör örgütü üyeliği iddiasını reddetti ancak “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Hepsi farklı cezaevlerinde tutsak edilen, geride iki küçük kız çocuğu anasız babasız gözü yaşlı bırakılan Köse ailesinin dünyada değeri olan tek bir dikili ağaçları bulunmuyor!