Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının üzerinden yaklaşık 9 yıl geçti. Başta Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, AKP iktidarının 4 bakanının da adının karıştığı operasyonda, mahkeme kararlarıyla rüşvet adım adım görüntülenmiş ve kayda alınmıştı. Soruşturmayı büyük bir titizlikle yürüten polisler, rüşveti tespit için şüphelileri adım adım takip etmeyi yeterli görmemiş ve çapraz kontrol için harita baz analizi bile yapmıştı.
YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRDI
Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, ortaya çıkan ses kayıtlarında Zarrab’a “Abiciğim sen rahat ol. Vallahi öyle bir şey varsa, senin önüne ben yatarım ” ile güvence verirken, görevlerini layıkıyla yerine getirerek milletin namusunu koruyanlar ise tutuklanıp cezaevine gönderilerek adeta ölüme terk edildi.
17/25 Aralık yolsuzluk soruşturması sırasında, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Nitelikli Dolandırıcılık Büro Amiri olarak görev yapan Üner’in açıklamaları hala hafızalardaki yerini koruyor.
“Reza Zarrab soytarısına darbe yapan büro amiriyim. Başkomiser Mehmet Akif Üner. Suçlama, darbe. Mağdur da Reza Zarrab soytarısı. Biz, bu devletin namusunu kurtardık. Neden diyecekseniz, İranlı bir şarlatan kimini iki ayakkabı kutusuyla kimisini beş ayakkabı kutusuyla kimini bir kaç tane çikolata kutusuyla satın alıyor arkadaşlar. Bunu görüyoruz, operasyon yapıyoruz. Bunun adı darbe oluyor. Bu kadar açık ve net. Kimsenin başını öne eğdirecek bir şey yapmadım. Yine olsa yine yaparız.”
87 MİLYAR EURO PARA AKLANDI!
Soruşturma MASAK raporuyla 13 Eylül 2012’de başlamıştı. 17 Aralık soruşturmasında adı geçen bakanlar, ambargo nedeniyle zor günler geçiren İran’ın parasının Türkiye’den çıkarılması için rüşvet almakla suçlanıyordu. ‘Tezgah’ın başındaki Reza Zarrab’ın, dönemin bakanları Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve dönemin Halk Bankası Müdürü Süleyman Aslan’la irtibatı tespit edilmişti.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Bu soruşturmanın bedeli ağır oldu. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde, 12 Aralık 2016’da başlayan 10’u tutuklu, 67 sanığın yargılandığı dava 18 Mart 2019’da sona erdi. Mahkeme, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan Mehmet Akif Üner’inde aralarında bulunduğu sanıkların “Ağırlaştırılmış müebbet” hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
Ayrıca İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen diğer davalarda “özel hayatın gizliliği ihlali” ve “haberleşmenin gizliliğini ihlali” suçlarından, sanıklar Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu, Arif İbiş, Mehmet Habib Kunt, İbrahim Şener, Mehmet Fatih Yiğit ve Mehmet Akif Üner’e 127’şer yıl 4 ay 15 gün hapis cezası, Mustafa Demirhan’a da bu suçlardan toplam 131 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verdi.
CEZALARIN TAMAMI ONANDI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 18 Mart 2019’da karara bağlanan “17 Aralık kumpas” davasına ilişkin yapılan istinaf başvurularını değerlendirerek incelemesini tamamladı. Mahkeme Verilen cezaların tamamını onadı. Yargıtay’ın dosyalar üzerindeki incelemesi halen devam ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturmasında aklanan para dudak uçuklatan cinstendi.
ZAMAN, POLİSLERİ HAKLI ÇIKARDI
17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarına ilişkin yıllar sonra yapılan her açıklama, dönemin emniyet mensuplarını aklarken, AKP rejiminin ‘darbe çığırtkanlığıyla’ örtbas ettiği yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ve talan suçlarını gün yüzüne çıkardı. Zaman, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü Türkiye’de ‘Milletin malına çökülmesini’ içine sindiremeyen polisleri aklasa da, bu vatan ve millet sevdalıları cesaretlerinin bedelini yaklaşık 9 yıldır tutsaklıkla ödüyor.
17 Aralık sabahı aralarında bakan çocukları ve Zarrab ile adamlarının da bulunduğu çok sayıda isim gözaltına alınmıştı. Emniyetin hazırladığı fezlekede, bakanlar ve oğulları, İran’ın parasının binde 4-5 komisyon karşılığında aklanmasını sağlıyordu. Bunu da sahte belgelere yol vererek yapıyorlardı.
Fezlekeye göre, Çağlayan 28 kez ve toplam 52 milyon dolar, Muammer Güler ise 10 kez ve toplamda 10 milyon dolar, Egemen Bağış ise 3 kez ve toplamda 1,5 milyon dolar rüşvet almıştı. Egemen Bağış’ın ayakkabı kutusunda aldığı rüşvet saniye saniye görüntülenmişti.