ERDOĞAN, 25 ARALIK SAVCISININ KARARINI UYGULATMADI
Tarih 25 Aralık 2013. AKP’li bakanların isminin geçtiği 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının üzerinden bir hafta geçmişti. 25 Aralık 2013 günü savcı Savcı Muammer Akkaş yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla başlattığı soruşturma kapsamında dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve bazı işadamlarını şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmak üzere bir belge hazırladı. Ancak 17 Aralık soruşturmasının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğüne atanan Selami Altınok, gözaltı ve arama talimatını, gerekçe ve delillerinin yetersizliği nedeniyle yerine getirmedi. Türkiye’de ilk kez bir savcının talimatı kolluk tarafından yok sayılıyordu. 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasına dönemin HSYK’sı üzerinden müdahalelerde bulunan Erdoğan, ikinci hamleyi savcının kararını uygulatmayarak verdi.
KARARINDAN DOLAYI İKİ HAKİM TUTUKLANDI
Tarih 26 Nisan 2015. İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Metin Özçelik ve 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Mustafa Başer, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile 17 Aralık soruşturmasında görev aldığı gerekçesiyle tutuklanan 62 polis hakkındaki tahliye kararı verdi. Tahliye kararı hükumetin baskısıyla savcılık tarafından uygulanmadı. Sulh Ceza Hâkimliği, devreye girerek tahliye kararının “geçersiz” olduğuna hükmetti. İki hakim önce açığa alındı, ardından da tutuklandılar. Bu tutuklamalar tarihiydi. Çünkü Türkiye’de ilk kez iki hakim verdikleri kararlardan dolayı tutuklanmıştı.
AYM, HSYK, YARGITAY VE DANIŞTAY ÜYELERİ TUTUKLANDI
Tarih 15 Temmuz 2016. 15 Temmuz darbe girişiminin gecesinde 2 bin 874 hakim ve savcı dönemin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından bir gecede açığa alınıp terörist ilan edildi. Hakimler yargılama yaptığı kürsüden indirilerek tutuklandı. Aralarında 5 HSYK üyesi, 140 Yargıtay üyesi, 48 Danıştay üyesi olmak üzere toplamda 4360 hakim ve savcı ihraç edildi. Bu hakim ve savcıların 2431’i aşama aşama tutuklandı. HSYK, Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile birinci sınıf olmuş hakim-savcılar HSYK’nın Ankara Başsavcılığına gönderdiği listelere göre darbeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla mesleğe yeni başlayan sulh ceza hakimleri tarafından tutuklandılar. İhraç edilip tutuklananlar arasında iki tane de Anayasa Mahkemesi üyesi vardı. AYM üyeleri Alparslan Altan ve Erdal Tercan, tutuklanıp hücreye konuldular. AYM, üyelerinin tutuklanmasına sessiz kaldı. AYM üyeleri, bununla da yetinmeyip Altan ve Tercan’ı sosyal çevre bilgisi ve subjektif kanaatlerine dayanarak mesleğinden ihraç etti.
ERDOĞAN’IN KILICI AYM ÜYELERİNİN TEPESİNDE
Sonrasını zaten biliyorsunuz. Bugün Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’ya göre uygulamak zorunda olduğu Anayasa Mahkemesi kararını yok sayıyor. Bununla da yetinmeyip TBMM’ye Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmediği gerekçesiyle ayar veriyor. Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Bunun bir sonraki adımını biliyorsunuz. Artık Erdoğan’ın dizayn ettiği yargı, Demokesin Kılıcı gibi AYM üyelerini tehdit ediyor. Şu anda AYM üyeleri, aynı Alparslan Altan ve Erdal Tercan’a yapıldığı gibi, Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiği iddiasıyla herhangi bir Sulh Ceza Hakimi tarafından tutuklanabilir.
TUTUKLANAN HAKİM, “DAVA AÇILACAK MAHKEME KALMAZ” DEMİŞTİ
2015’te tutuklanan Hakim Mustafa Başer, tutuklanmadan önce yaptığı açıklamada bugünlere işaret ediyordu. Başer, ” Türk yargıçlarına yakalama çıkarılmıştır. Bundan sonra toplumun değişik kesimlerindeki köylerdeki işçilere emekçilere, akademisyenlere, entelektüellere, köylerdeki hacı anneme, bundan sonra yargıç bağımsız karar veremeyecekse davalarını açabilecekleri bir mahkeme kalmaz..” diyordu. Başer’in söyledikleri bir bir çıkacaktı. Bugün Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye’nin en üst yargı organı olan Anayasa Mahkemesi üyelerini tutuklamakla tehdit edecekti.
ERDOĞAN, AYM’Yİ KAPATMAK İÇİN KONTROLLÜ PATLATMA YAPTI
Gelelim Erdoğan’ın hesabına. Erdoğan ve AKP iktidarı, ekonomide büyük bir çöküş yaşıyor. Mehmet Şimşek’i vitrine oturtmalarına rağmen yabancı yatırımcılar Türkiye’nin hukuk devletinden uzak olduğunu görüyor. Ülke ülke gezen Şimşek, ülkeye dolar getiremedi. Ekonomide zor günler geçiren Erdoğan, tartışmayı en iyi olduğu alana yani siyasete çekiyor. Erdoğan, yargıda yaptığı dizayn ile mahkemeleri, HSK’yı Yargıtay’ı ve Danıştay’ı kendine biat ettirdi. Şimdi Reis, ülkede hukuk kırıntısı kaldığı imajı veren AYM’yi de kapatmaya hazırlanıyor. Erdoğan, Saray’da ve Adalet Bakanlığı’ndaki adamları üzerinden, 12 Eylül 2010 referandumuyla getirilen AYM’ye bireysel başvuruyu sınırlandırmak için kontrollü patlatma yaptı. Anayasa değişikliği sürecini başlatmak ve masadan istediğini almak amacıyla yüksek yargıda kriz başlattı.. Erdoğan’ın hukukçu danışmanı Mehmet Uçum da, AYM kararına uymayan Yargıtay’ı ‘milli yargı’ ilan ederek Saray’ın safını belli etti. Erdoğan, Yargıtay hamlesiyle hem Anayasa’yı kotarmak istiyor hem de Saray’ın talimatına uymayan yargıçların başına neler geleceğini göstermek istiyor.
YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRIR DERLER
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin üyeleri oraya seçilerek atandılar. Tüm siyasi davalar bu Daire’den geçiyor. Dünkü kararı veren üyelerin tamamı da Erdoğan’ın 17 Aralık soruşturması sonrası yargıyı dizayn etmesine katkı veren Yargıda Birlik Derneği üyesi. Yargıtay üyeleri, Saray’ın işaretiyle ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misali AYM üyelerine şah çekti.
AYM’NİN GÜNAHI NE?
Türkiye’de uzun bir zamandır Anayasal bir rejim yoktu. Bugün tutuklanmakla tehdit edilen AYM üyeleri, geçmişte başta kendi arkadaşları olmak üzere 20 Temmuz rejiminin kurulmasına göz yumdular. Neticede bugün yaşananlarda AYM üyelerinin de payı var.